Büyük Düşün Gerçek Olsun
HAYALLERİN PEŞİNDEN KOŞMAK, KENDİNE GÜVEN
Hayaller, bazen bizi anılarda gezdirirken bazen de geçmişe zincirler. Hayallerin bir diğer görevi de gelecek ile bugün arasında köprü kurmasıdır. Hayaller anımızı çalarak bizi her anda gezintiye çıkarır, ancak kabul edelim ki hayatımıza anlam da katar.
Umarım hayalleriniz güzeldir Çünkü kötü olasılıkları düşünerek kaygılanan insanlar hayallerinde pek mutlu değildir. Fakat hayal etmeyi sevmek güzel hayaller kurmak ile başlar. Peki, siz geleceğinizle ilgili hayaller kurar mısınız? Eğer hayal kurmaya başlamadıysanız güzel hayaller kurmayı deneyin derim. Güzel şeylerin hayalini kurdukça kaygı seviyenizin düştüğünü de göreceksiniz. Bunu ben değil araştırmalar söylüyor. Hayal etmenin, daha doğrusu güzel hayaller kurmanın çok faydası vardır. Buna “imajinasyon” denir. “Araştırmalar, imajinasyonun her insanda var olan bir özellik olup doğuştan geldiğini aktarmaktadır.” (Eren,2021). İmajinasyon psikoloji alanındaki uzmanlar tarafından da tavsiye edilen bir tekniktir. Eğer hedeflerimizi pozitif bir şekilde imajine edersek hedeflere ulaşmak için kendimizi motive etmiş oluruz.
Dünya’da hayalleri olmayan insana rastlamak imkansızdır dersem bu belki size çok iddialı bir cümle gibi gelebilir. Ancak iddialı olsa da eminim ki buna karşı çıkacak kişi sayısı azdır. İnsanlar hayal kurarak çalışır ve bir süre sonra o hayalleri gerçekleşince mutlu olur. Şunu da inkar etmeyelim; hayallerimiz ne kadar güzelse hayatımız da o kadar güzel olur. Hayal kurmanın tanımını yapacak olursak, gerçekleşmesini istediğimiz her şeyi kafamızda canlandırmaktır diyebiliriz. Burada siz okuyucaların dikkatini çekmek istediğim bir nokta var: ‘Gerçekleşmesini istediğimiz’ dedim. Peki, istemek yeterli mi? Hayallere dalmak çok güzeldir. Ancak sadece hayal kurmanın insanı uzun vadede mutluluğa götürmeyeceğini hatta eğer gerekli adımlar atılmazsa hayal kurmanın insanı mutsuz edebileceğini düşünüyorum. Bunu şöyle açıklayayım, hayalini kurduğumuz şeylerin gerçekleşmesini isteriz ve korkarım ki hayal kurmak tek başına hayallerimizin gerçekleşmesi için yeterli olmaz. Eğer çalışmazsak, hayallerimizin peşinden koşmazsak bir süre sonra hayal kurmak bizi mutsuz bile edecektir. Çünkü gerçekleşmeyen hayaller insanları umutsuzluğa iter. Beyhan Budak bir konuşmasında, “Eğer hayalleriniz varsa lanetlisiniz.” demişti. Sebebi ise; o hayaller asla peşimizi bırakmaz ve biz de onun peşinde olmalıyız.
Hayal kuruyorsak bunun sorumluluğunu alıp çabalamamız ve hayallerimizin peşinden koşmamız ruh sağlığımız için son derece önemlidir. Sizce her hayal peşinden koşmaya değmez mi? Peki neden hayallerimizin peşinden koşmak yerine hayallerimizden kaçarız? Belki de bunu yapacak gücü kendimizde bulamıyoruz. Burada önemli olarak “özgüven” kavramını ele almamız yerinde olacaktır. Özgüven, kişinin kendi gücüne olan inancıdır. İnsanlar ne kadar özgüvenliyse o kadar güzel hayaller kurar, ne kadar güzel hayaller kurarsa o kadar özgüveni artar. Böyle bir kısır döngü olduğuna inanıyorum. Eğer kaygılıysak ve imajine ettiğimiz şeyler de bunu yansıtıyorsa özgüvene sarılabiliriz. Örneğin özgüvenimizi artırmak için;
- Düzenli spor yapabiliriz.
- Bir müzik aleti çalmayı öğrenebiliriz.
- Doğru nefes tekniklerini öğrenebiliriz.
- Yoga ve meditasyon yapabiliriz.
- Beslenmemize özen gösterebiliriz.
- Yabancı dil öğrenebiliriz.
- Sosyal ortamlarda bulunarak kendimizi eğlendirebilir ve stres seviyemizi azaltabiliriz.
- Günlük tutarak farkındalığımızı artırabiliriz.
Bunun gibi birçok aktivite yapabilir, imajinasyon tekniğini kullanabiliriz. Ancak Doğan Cüceloğlu bir kitabında her gün kendimizi; biyolojik, psikolojik, zihinsel ve inançlar anlamında geliştirmemizin çok faydalı olduğunu belirtmişti. Burada Doğan Cüceloğlu’na katıldığımı belirtmeliyim. Alman teorik fizikçi ve bilim insanı Albert Einstein, “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Çünkü bilgi sınırlıyken hayal gücü tüm dünyayı sarmalar.” diyerek aslında bize işin özünü yıllar öncesinden özetlemiştir. (Eren,2021). Bu gücümüzü kendi lehimize kullanarak özgüvenimizi de geliştirebiliriz. Bir yerde okumuştum: Eğer gülme isteğiniz gelmiyorsa, mutlu değilseniz, gülün. Bu sayede beyin güldüğünüz zaman salgıladığı hormonları salgılayarak sizin mutlu olmanızı sağlayacaktır. Buradan şu sonuca varabiliriz: eğer özgüvenimizi ve hayal gücümüzü olumlu yönde geliştirmek istiyorsak yalnızca birini geliştirerek ikisinin de gelişmesine katkı sağlayabiliriz. Mutlu olmak ve gülmek gibi. Ya özgüvenimizi yükseltip, hayal gücümüzü geliştireceğiz ya da güzel hayaller kurup özgüvenimizi geliştireceğiz. Bu çok şanslı bir özelliğimiz gibi görünüyor. Nasıl derler, ‘bir taşla iki kuş’ gibi. Hadi hep birlikte güzel hayaller kuralım ve bir enstrüman çalmayı öğrenelim…Ne dersiniz?