Erteleyenler Kulübü

Siz de bir ‘Erteleyenler Kulübü’ üyesi misiniz?

Erteleyenler Kulübü’nün özelliği, içindeki herkesin ertelemeyi alışkanlık haline getirmiş olmasıdır. Kulübün bir üyesi olup olmadığınıza karar vermeden önce gelin ertelemek nedir ve nasıl kendini gösterir buna bakalım.

Ertelemek sözlük anlamı olarak “sonraya bırakma”, bir başka ifadeyle “istenmeyen sonuçlara neden olacağı bilinse de bir sorumluluğu yerine getirmeyip, onun yerine daha az önemli işlerle uğraşmak” anlamına geliyor. Günlük hayattaki örneklerine bakacak olursak: Sonra yaparım diye kenara atılan bir ödev, bir türlü başlanılamayan temizlik, teslim tarihine birkaç gün kalsa da yazılmaya başlanamayan yazı erteleme eylemine örnek olabilir.

Nadiren gerçekleştirilen erteleme davranışı kişi için büyük bir soruna yol açmasa da bu davranışın alışkanlık haline getirilmesi son derece yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

Eğitimin Amacı

Vakit Mi Duygular Mı?

Peki ‘Erteleyenler Kulübü’ üyeleri neden sürekli bir şeyleri erteliyorlar? Son gün değil de bir ay önceden düzenli çalışmaya başlasalar sınavdan daha yüksek bir not alacaklarını bilmiyorlar mı? Ya da ödevi son gün baştan savma yapmak yerine verildiği gün yapmaya başlasalar, son gün bunalmadan çok daha güzel bir iş ortaya çıkarabileceklerini bilmiyorlar mı?

Elbette biliyorlar. Erteleme davranışını ilginç kılan şey de tam olarak bu. Tanımdaki gibi kişi “istenmeyen sonuçlara neden olacağı bilinse de” bu davranışı sergiliyor. Genelde insanlar sonucun onlar için olumsuz ve zarar verici olacağını bildikleri davranışlardan kaçınma eğilimindedirler fakat erteleme davranışı için durum tam tersi! Peki, bunun nedeni sizce ne olabilir?

Carleton Üniversitesi Psikoloji Profesörü Dr. Tim Pychyl’a göre “Erteleme bir zaman yönetimi sorunu değil, duygu düzenleme sorunudur.” Yani Erteleyenler Kulübü’nün üyeleri negatif duygularını kontrol edemedikleri için görevlerini erteliyorlar. Bu sayede negatif ve, onları mutsuz eden duygularla yüzleşmeyi de sonraya bırakmış oluyorlar.

Örneğin; Kulüp’ün öğrenci olan bir üyesi, bir türlü test çözmeye vakti olmadığından ve test çözemediği için de sınavlardan düşük not aldığından şikâyet ediyordu. Fakat aslında test çözerken çok yanlışı çıktığı ve kendini hiçbir şey bilmiyormuş gibi hissettiği için test çözmeyi sürekli ertelediği ortaya çıktı. Kulüp’ün başka bir üyesi ise yazması gereken yazıyı, “Ya yazım istediğim kadar iyi olmazsa?” diye korktuğu için bir türlü yazamadığını söyledi.

Bu örneklere bakıldığında erteleme davranışının sebebinin o işe vakit bulamamak değil de , olası negatif duygulardan kaçmak olduğu çok açık.

Parçala, Başla, Bitir

Peki erteleme davranışından nasıl kurtuluruz?

Uzmanlar yoğun negatif duygular yaşamamak adına yapılması gereken işi gerçekten küçük parçalara ayırıp, çok fazla düşünme eyleminde bulunmadan direkt işin en küçük bölümünü yapmayı öneriyorlar. Bu sayede akla, ertelemeye neden olabilecek istenmeyen duygular gelmeden işe başlanmış oluyor. Ne derler bilirsiniz: “Başlamak, bir işi bitirmenin yarısıdır.” Erteleme söz konusu olduğunda da en çok zorlanılan kısım bir işe başlamaktır.!

Daha sonra her seferinde küçük bir kısım yapılarak kısa süre içerisinde iş bitiriliyor ve olası olumsuz duygular yaşanmadan bir iş daha tamamlanmış oluyor.

Siz de bir Erteleyenler Kulübü üyesi olduğunuzu düşünüyorsanız umarım bu “parçala, başla ve bitir” tekniğiyle erteleme alışkanlığınızdan kurtulabilirsiniz.